Sağlık

Erken teşhis için kanser tarama testleri ihmal edilmemeli

Kanser vakalarının yarısına yakının farkındalık, tedbir ve erken teşhisle önlenebileceğini vurgulayan uzmanlar, ayrıca erken tanı ve uygun tedavi ile birçok kanserde tamamen iyileşmenin de mümkün olduğunu belirtiyior.

Abone Ol

Kanser, tüm dünyada giderek artan önemli bir sağlık sorunu. Global kanser istatistiklerine göre, 2024 yılında 20 milyon kişiye kanser teşhisi konuldu ve 9,7 milyon kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti.

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, tarama programları, koruyucu aşılar, çevresel faktörlerin azaltılması, obezitenin önlenmesi, iyi beslenme ve genetik risklere karşı alınan önlemlerle milyonlarca hayatın kurtarılabileceğine dikkat çekti.

Yıldırım, “Erkeklerde en sık görülen kanser türleri; akciğer, prostat, kalın bağırsak, mide ve karaciğer iken, kadınlarda; meme, kalın bağırsak, akciğer, rahim ağzı ve tiroit kanserleri daha yaygın görülüyor” dedi.

Kanser vakalarında artış devam ediyor

Araştırmaların, kanser vakalarının giderek artmaya devam ettiğini gösterdiğini belirten Yıldırım, “Genlerde meydana gelen mutasyonlarla hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması anlamına gelen kanserde, vakaların yüzde 5 ila 10’u genetik geçişlidir. Ailesinde meme, yumurtalık, kalın bağırsak veya rahim kanseri öyküsü olan bireylerin genetik test yaptırması ve genetik danışmanlık alması önemli bir tedbir yöntemidir” diye ekledi.

Tarama testleri hayat kurtarıyor

Herhangi bir şikâyeti bulunmayan sağlıklı bireylerde kanserin erken teşhisi için tarama testleri yapılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yeşim Yıldırım, “Bu tarama testleri sayesinde kansere bağlı ölüm oranları azaltılabilir. Meme kanserine karşı önlem için 40-44 yaş arası bazal bir mamografi tavsiye edilir. 45-55 yaş arasında ise her yıl düzenli mamografi önerilir. 55 yaşından sonra da 2 yılda bir mamografi ile taramalara devam edilebilir.” diye konuştu.

Yüksek riskli hastalarda tarama özel olarak planlanmalı

Rahim ağzı kanseri için taramalara 25 yaşında başlanması gerektiğini öneren Yıldırım, “HPV testi negatif ise her 5 yılda bir tekrar edilmeli, pap smear testi de her 3 yılda bir yapılmalı. Kronik bağırsak hastalığı olmayan ya da ailesinde kolon kanseri bulunmayan ortalama risk grubundaki bireylerde kolonoskopi taraması 10 yılda bir önerilir ancak kolorektal kanser gelişimi için yüksek riskli hastalarda tarama, kişisel risklere göre özel olarak planlanmalı. Akciğer kanserine karşı ise, 50-80 yaş arasında en az 20 paket/yıl sigara içim öyküsü olan, halihazırda sigara içen ya da 15 yıl içinde sigarayı bırakmış hastalara yılda bir düşük yoğunluklu akciğer tomografisi muhakkak yapılmalı. Risk grubundaki hastalarda tomografi ile akciğer kanserinin erken teşhisi sayesinde tedavi mümkün hale gelebiliyor.” dedi.

Et tüketimi sınırlandırılmalı

Tedavi sürecini tamamlayan kanser hastalarının sağlıklı yaşam alışkanlarını benimsemelerinin hayati olduğunu vurgulayan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sigaradan kesinlikle uzak durulması ve sağlıklı bir beslenme planının uygulanması çok önemli. Kızartma, doymuş yağ, şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalardan kaçınırken, taze sebze, meyve ve tam tahıllı gıdaların tüketimi artırılmalıdır. Et tüketiminin de haftada 2-3 kez ile sınırlandırılması gerekir. 30-45 dakikalık günlük yürüyüşler veya haftada 2 kez yoğun egzersizlerle ideal kilo korunmalı. Kanser belirtilerinin farkında olmanın ve erken teşhis için düzenli sağlık kontrolleri yaptırmanın hayat kurtaracağı unutulmamalı." (İLKHA)