Güncel

İlahiyatçı Yazar Tunç: Şehadet adayları şehit gibi yaşamalı

İlahiyatçı Yazar Nezir Tunç, "Şehit, şehadete hazır olmalıdır. O şerefli ölüme namzet olan kişi, şehit gibi yaşamalı, ibadetiyle, sosyal ilişkileriyle, kardeşlik hukukuyla, ticaretiyle, hayatın bütün evrelerinde bir Müslüman profili ortaya koymalıdır." dedi.

Loading...

Abone Ol

Gaziantep'te "Şehadet Gecesi" programı düzenlendi. Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Temsilciliği tarafından düzenlenen programda, şehitlik ve şehadetin önemi anlatıldı.

Yoğun katılım ve büyük bir coşkuyla gerçekleşen program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Şahinbey Kolejtepe Kültür Merkezinde düzenlenen etkinliğe İlahiyatçı Yazar Nezir Tunç ve Filistin Evi Dernek Başkanı Mohammed Alyazji konuşmacı olarak katıldı.

Günün anlam ve önemine dair seslendirilen ilahi ve ezgilere vatandaşlar da eşlik etti.

"Şehadet; Müslümanlar için bir ölüm değil, aksine dirilmenin adıdır"

Programın açılış konuşmasını yapan Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Temsilcisi Müslüm Yıldız, "Şehadet, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Çünkü şehitler, Allah'ın rızasını kazanmak adına canlarını ortaya koymuş, gerçek manada Kur'an ve sünneti savunmayı kendilerine şeref kabul etmiş kahramanlardır. Şehitlik, İslam'da yücelik ve onurdur. Peygamber Efendimiz, şehitleri Allah'ın en sevdiği kulları olarak tanımlamış ve onların gösterdiği fedakârlık ve cesaretin her zaman örnek alınması gerektiğini vurgulamış aynı zamanda şehit olmayı çok arzulamıştır. Şehitler, gerçek anlamda yaşamış ve gerçek anlamda canlarını Allah yolunda feda etmişlerdir. Bundan dolayıdır ki peygamberlerden sonra en yüce makam şehitler makamıdır. Şehadet; Müslümanlar için bir ölüm değil, aksine dirilmenin adıdır. Şehitler, özgürlüğün, adaletin ve hakikatin evrensel şahitleri olmuşlardır." ifadelerini kullandı.

"Şehitliğin o eşsiz kokusunu soluyoruz"

Filistin Evi Dernek Başkanı Mohammed Alyazji Gazze'deki şehitlerden ve mücahitlerden selam getirdiğini kaydederek, "Sizlere, Gazze'nin aziz topraklarında şehadete ulaşan 50 binden fazla şehidin selamını iletiyorum. Sizlere, düşmanın yenilmez denilen ordusunun gururunu kıran Kassam ve Seraya mücahitlerinin selamını iletiyorum. Şehitlerimiz olan Ed-Dayf, Sinvar ve Heniye'nin emanetini taşıyoruz. Onların yolunda, verdikleri ahde sadık kalmanızı diliyoruz. Kıymetli hazirun, bizler, bu mübarek gecede sizlerle birlikte şehitlerin gölgesinde yaşarken, şehadet ve şehitliğin o eşsiz kokusunu soluyoruz. İşte bu, Allah ile yapılan en kazançlı ticarettir. Allah ile yapılan ticaretten daha büyük bir kazanç olabilir mi? Burada satıcı, şehidin kendisidir; alıcı, Yüce Allah'tır; satılan şey ise ruhtur. Karşılığında alınan bedel ise cennettir. Ne büyük, ne muazzam bir kazançtır bu." dedi.

"Teslim bayrağını kaldıracağımız beyaz bir bezimiz yok"

Alyazji, Gazze'de evlatlarını şehit veren bir annenin sözlerini hatırlatarak, "Aziz kardeşlerim, Filistin ve Gazze'de şehadet bizim kültürümüzdür. Bunun için mücahitler yarışır ve birbirleriyle rekabet ederler. Hatta anneler, çocuklarını Allah yolunda şehadet için gönderirler. Anne, oğlunu yetiştirir, hazırlar, ona veda eder ve sonra onu Allah yolunda cihad için gönderir. O, oğlunun şehit olarak döneceğini bilir ve dünyada ve ahirette onunla gurur duyar. Aksa Tufanı'nda beş evladını şehit veren bir anne şöyle diyor: 'Gazze'de bizim teslim bayrağını kaldıracağımız beyaz bir bezimiz yok ama şehitleri kefenleyecek beyaz bir bezimiz var.' şeklinde konuştu.

"Şehit olan kişi önce şehadete hazır olmalıdır"

İlahiyatçı Yazar Nezir Tunç, "Şehit olan kişi önce şehadete hazır olmalıdır. Yani o şerefli ölüme namzet olan kişi, şehit gibi bir hayat ortaya koyması lazımdır. İbadetiyle, sosyal ilişkileriyle, kardeşlik hukukuyla, ticaretiyle, sosyal faaliyetiyle, hayatın bütün evrelerinde bir Müslüman profili ortaya koyacak. Birileri onu gördüğünde, Müslüman dediğin budur. Veya birileri o bacıyı gördüğünde, tesettürüyle, edebiyle, çocuğunun terbiyesiyle, işte, Fatıma,  Zeynep, Ayşe budur deyiverecek. İşte bu yapıya sahip olanlar zaten şehit gibidirler, şehit gibi yaşarlar. Efendimiz (Aleyhissalâtu vesselâm) buyuruyor, 'Ümmetimin fesada uğradığı bir dönemde, benim sünnetime yapışana yüz şehit ecri vardır.' Dolayısıyla kardeşler, şehit olabilmek için şehit gibi bir hayat lazım bize. O zaman şunu söyleyelim, şehadet ölümlerin en şereflisidir." dedi.

"Şehitler için acı yoktur"

Ölümün acısını şehitler hariç herkesin hissedeceğini dile getiren Tunç, "Kardeşlerim, ölen herkes ölümün o acısını tadar. Dikkat buyurun, Efendimiz Hazreti Muhammed (Aleyhisselatü Vesselam) ki alemlere rahmet olarak gönderilmiş, o bile, Hazreti Ayşe validemiz buyuruyor, 'Vefat edeceği zaman, benim bulunduğum yerde başını göğsüme koymuştu, boncuk boncuk terlemişti ve dudakları kup kuru olmuştu. Ben bir bezi ıslatıp, onun mübarek dudaklarını ıslatıyordum. Dönüp bana baktı, 'Ya Ayşe' dedi, 'Ölüm zor.' Dikkat buyurun, bahsettiğimiz kişi, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Muhammed'dir (Aleyhisselatü Vesselam). O bile bunu diyorsa, varın gerisini düşünün. Kardeşlerim, işte şehit bundan istisnadır. Şehitler için acı yoktur. Şehitler,  şehit oldukları anda Cennetteki makamlarını gördüklerinden dolayı, kıyamet gününde hiç kimse dünya sınırlarına geri gelmek istemediği bir zamanda, şehit şunu söyleyecektir. 'Ya Rabbi, beni dünyaya gönder. Ben orada bir daha vurulayım, bir daha şehit olayım, sonra beni bir daha gönder ve ben bir daha şehit olayım. Allah katında makamı o şekilde âlidir, yüksektir." ifadelerini kullandı.

"Şehitler, İslami hareketlerin motor gücü, kuvvetidir"

Şehitlerin emanetine sahip çıkılması gerektiğini hatırlatan Tunç, "Şehitlerin emanetine, mirasına sahip çıkalım. Şehitler, İslami hareketlerin motor gücü, kuvvettir, lokomotiftir, önden gider, biz arkasına gidelim. Onlar şehit olduklarında miraslarını bize devretmişler, bize bırakmışlar. Biz onların o mirasına sahip çıkalım. Dikkat edin, Müslümanların Gazze ile ilgili, Kudüs ile ilgili hedefini küçültme adına sürekli ne yapıyorlar? İşte bu savaş Arapların savaşıdır, ya da bu savaş Filistinlilerin savaşıdır. Sonra ne dediler? Bu savaş HAMAS ile israilin savaşıdır. Parça parça hepimizi uzaklaştırdılar. Bizim topraklarımızda ve birçok yerde belki farklı farklı yalan ve iftiralar ortaya koyarak, şehitlerin mirasına sahip çıkmama adına ne yaptılar? İftiralarda bulundular. Kardeşlerim, Kudüs davası, Gazze davası bütün ümmetin ortak davasıdır. Hepimizin davasıdır. Eğer bugün Gazze'de o aslanlar can alıp can veriyorsa bizim yerimize can veriyorlar. Eğer bugün Gazze'de cihat ediyorlarsa Müslümanların mukaddesatı olan Kudüs-ü Şerif'in azat olması için bunu yapıyorlar." şeklinde konuştu.

Konuşmalar, sinevizyon gösterisi, dünyanın farklı yerlerindeki şehitlerin hayatından kesitler ve küçük bir kız çocuğunun okuduğu Kudüs şiirinin ardından program sona erdi. (İLKHA)