Gaziantep Şehitkamil İlçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu, Ramazanı Şerif'te yapılan en güzel iyiliklerden birisinin de yakınların sorulması, aranması, yaşlıların özellikle ziyaret edilmesi olduğunu ifade etti.
"Ramazanı Şerif sadece oruçla bedensel bir arınmayı temsil etmiyor." diyen Bekiroğlu, "Aynı zamanda ruhumuzun, manevi yönümüzün de güçlendirilmesi yönüyle önem arz ediyor. Ramazanı Şerif'te tutulan oruçların, yapılan ibadetlerin aslında iki yönüne dikkat çekmek lazım. Birincisi bizim şahsımızı ilgilendiren yönü, ikincisi de Ramazanı Şerif'in toplumsal yönü. Bizim şahsımızı ilgilendiren yönü de maneviyatımızı ilgilendiren, ruhumuzu ilgilendiren yönü, bir de maddiyatımızı, fiziki durumumuzu ilgilendiren yönü. Dolayısıyla bu açıdan değerlendirme yaptığımız zaman, oruç sadece imsak vaktinden akşam namazı vaktine kadar aç, susuz kalmak değil, aynı zamanda ruhen, manevi anlamda da bir dinginlik, bir arınmayı temsil etmektedir." ifadesini kullandı.
"Ramazan yakınlarımızı gözettiğimiz bir ay"
Ramazan ayının kişiye sabrı öğrettiğini vurgulayan Müftü Bekiroğlu, "Ramazanı Şerif sadece bir takım ibadetlerimizi kendimize mahsus yaptığımız bir dönem değil, aynı zamanda akrabalarımızı, yakınlarımızı gözettiğimiz, muhtaçları gözettiğimiz ve onların durumunu hissettiğimiz bir ay. Çünkü sabahtan akşama kadar aç, susuz beklediğiniz zaman gerçekten maddi durumu, maddi yönü zayıf olan insanların, muhtaç kimselerin durumunu daha iyi anlama fırsatı meydana gelmektedir. Dolayısıyla bir anlamda da sabrı öğrenmiş olmaktayız. " ifadelerini kullandı.
"İslam dini akrabayı gözetmeyi zaten emretmektedir"
Akraba ilişkilerinin Ramazanda biraz daha ön plan çıkması gerektiğine değinen Müftü Bekiroğlu, şöyle devam etti:
"Sabırla birlikte de yakınlarımızdan muhtaç olanların, gerçekten bunu nasıl hissettiklerini bir anlamda empati yapmış olmaktayız. İslam dini akrabayı gözetmeyi zaten emretmektedir. Kur'an'ı Kerim'in pek çok ayet-i kerimesinde Rabbimiz Celle Celaluhu akrabayı gözetmeyi bizlere emrediyor. Ramazanı Şerif'te bunun biraz daha ön plana çıkması lazım. Çünkü verdiğimiz zekatlar, sadakalar, fitreler, yapılan iyilikler önce yakından başlaması lazım. Bir daire şeklinde düşünürsek önce en yakınımız, ondan sonra biraz daha uzak akraba, ondan sonra yakın komşu, ondan sonra uzak komşu, bu şekilde bir tasnife gidebiliriz. Dolayısıyla Ramazanı Şerif bizim birinci dereceden muhtaç akrabalarımızı, gözü bizde olan, bizden beklenti içerisinde olan kardeşlerimizi, yakınlarımızı gözetme ayıdır."
"Muhtaç değillerse bile onları aramak, hal hatırını sormak gerekir"
Akrabalık ilişkilerinin sadece maddi olarak değil, aynı zamanda manevi olarak da birbirinin yanında olmak olduğuna vurgu yapan Müftü Bekiroğlu, "Bundan bir adım ötesi de, eğer muhtaç değillerse bile onları aramak, hal hatırını sormak, yakınlarsa ziyaret etmek, özellikle de yaşlı ve kimsesiz olanlarını, o yalnızlık hissini, o kimsesizlik hissini bir anlamda bölüşmek, paylaşmak bizim için önem arz etmektedir. Belki de Ramazanı Şerif'te yapılan en güzel iyiliklerden birisi olarak bunu ifade edebiliriz. İyilik ayı Ramazan diyoruz. Bu iyiliğin birinci dereceden bizim kendi yakınlarımızdan başlaması lazım. Aile efradı da dahil yakından uzağa doğru halkayı genişletmek lazım. Dolayısıyla oruç zaten bize bencillikten uzaklaşmayı, paylaşmayı öğreten bir ay, bir ibadet." dedi.
"Akrabalar cennet vesilesidir"
Akrabalık ilişkilerinin kesilmesinin cennet gibi bir nimetten mahrum olmaya sebep olacağını dile getiren Müftü Bekiroğlu, "Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhivessellem) hadis-i şerifinde buyuruyor ki, 'Akrabasıyla ilişkisini kesen, akrabasıyla bağını koparan kimse cennete giremez.' Yani hiçbir maddi ihtiyaçları olmasa dahi akrabalarımızı arayıp sormak, onların gönlünü almak, yalnızlıklarını paylaşmak, uzaktalarsa bir telefonla bile hal hatır etmek çok önemli, çok değerli bir davranış, bir vasıftır. Bu açıdan da Ramazanı Şerif'in o rahmet yönünü paylaşarak iyiliği arttırmış olacağız. Rabbim (Celle Celaluhu) Ramazanı Şerif'in ruhuna uygun davranmayı cümlemize nasip eylesin." ifadelerini kullandı. (İLKHA)