1915 yılında gerçekleşen Çanakkale Zaferi’nin üzerinden 110 yıl geçti. 110 yıl önce elde edilen zaferin Anadolu ve İslam tarihi açısından çok önemli olduğunu söyleyen Dicle Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oktay Bozan, günümüz Gazze'sinin kaosa sürüklenmesinde Çanakkale'de kurulan kirli ittifakın ciddi payının olduğunun altını çizdi.
Birinci Dünya Savaşının 1914-1918 yıllarında üçlü itilaf ve ittifak devletleri arasında o güne kadar en fazla insan kaybına yol açan evrensel bir cihan harbi olduğunu söyleyen Bozan, "Bu savaşta Osmanlı Devleti üçlü ittifak tarafında bulunuyordu ve Osmanlı Devleti bu savaşta Çanakkale Savaşı ile tasfiye edilmek istendi. Aslında batılıların üçlü itilaf devletlerinin şark sorunu dedikleri meselenin başında Osmanlı ve İslam geliyordu. Dolayısıyla bunu tasvir etmek için de Birinci Dünya Savaşı önemli bir dönüm noktası olacaktı." şeklinde konuştu.
"Çanakkale Savaşı, bu toplum için bir beka mücadelesidir"
Aktarımında Çanakkale Savaşı nedenlerini de açıklayan Bozan, "Bu dönemde Rusya'da bir ihtilal olmuştu. İngiltere ve Fransa Rusya'ya yardım etmek ve onun savaşı devam etmesini sağlamak istiyorlardı. Bununda en kolay yolu boğazlar üzerinden geçip yardım etmekti. Bunun yanı sıra doğudan Almanya, Avusturya ve Macaristan'ı kuşatarak savaşın erken bitmesini sağlamak, Süveyş Kanalı ve Hindistan'a giden yolları güvence altına almak gibi bir dizi siyasi amaçları vardı. Fakat dünyanın en modernize ordularıyla donatılmış yapıya sahip üçlü itilaf devletleri Çanakkale Savaşı'nda karizmalarını çizdiğini görüyoruz. Çanakkale Savaşı; bu toplum için bir beka mücadelesi, daha sonra yaşanacak olan milli mücadelenin de bir nevi mukaddimesidir diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Çanakkale Savaşı'nı bir hilal ve haç şeklinde okumanın mümkün olabileceğini vurgulayan Bozan, "Özellikle cepheye sevk edilen kişilerin mektup ve hatıralarına baktığımızda bu meselenin bir İslam ile Hristiyan dünyasının ya da Hilal ile ehl-i Salibin mücadelesi olarak okuduklarını görüyoruz. Nitekim Çanakkale'deki mezar taşlarına baktığımızda Saraybosna'dan Kerkük'e Gazze'den Kafkaslardaki topraklara kadar çok yerden insanın savaşa iştirak ettiğini görüyoruz. Bu nedenle bu savaş ümmetin son mücadele örneğini sergilemektedir. Dünya tarihinde ender savaşlardan biridir. Yani Çanakkale, her bir metrekareye 6 bin merminin düştüğü daracık bir alanda dünyanın en keşif ordularının birbirlerine karşı mücadele ettiği bir yerdir. Bu savaş Anadolu ve İslam tarihi açısından çok önemlidir." dedi.
İtilaf devletleri safında yer alan tabura "israil" vaadi
Mehmet Akif Ersoy'un şiirleri üzerinden Çanakkale'yi yorumlayan Bozan, şu ifadelere yer verdi:
"Mesela Mehmet Akif üzerinden okuduğumuzda bunu bir hilal-hac mücadelesi olarak gördüğünü, Çanakkale geçerse İslam'ın son Kalesi'nin düşeceği ve aynı zamanda Asım'ın neslinin mücadelesi olarak okuduğunu görüyoruz. Asım'ın neslini göklere çıkarır olduğundan Bedir Savaşı, Selahattin Eyyubi ve Kılıçaslan'la bağlantı kurar. Bu nedenle 'ancak peygamberin kucağı sizi korur, takdir eder' diyerek onu taltif ettiğini görmekteyiz."
Üçlü itilaf ve ittifakın Çanakkale Savaşı mücadelesinde bir inanç ve mukaddesatın zaferi olduğunu sözlerine ekleyen Bozan, bu inancın sadece bir İslam inancı değil, teknoloji olarak çok zayıf olmasına rağmen kendi benliğine güvenmesi, atalarının bırakmış olduğu mukaddes değerlerin korunması ve var olma mücadelesi inancının yanında bir İstikbal mücadelesi olduğunun altını çizdi.
Günümüz işgal rejiminin o dönemlerde üçlü itilaf devletlerinin bir neticesi olduğunu kaydeden Bozan, "Çanakkale Savaşı'ndan geçmek isteyenler sadece Ruslara yardım etmek değil, aynı zamanda İstanbul'u savaş dışı bırakmak istiyordu. Bu anlamda Ayasofya'yı kiliseye dönüştürmek onlar için en büyük teselli kaynaklardan birisi olacaktı. Bu savaşta itilaf devletleri safında yer alan 600 kişilik siyon katır taburu Çanakkale Savaşı'nda Osmanlılara karşı mücadele etmiş ve daha sonra bunun mükafatı olarak israil devlet olacaktır." ifadelerine yer verdi.
"Çanakkale zaferi 'inanç varsa imkân vardır' tanımının başarı örneğidir"
Bozan, "Dolayısıyla itilaf devletlerine karşı kendi sadakatlerini göstermenin bir karşılığı olarak savaştan 2 yıl sonra 1917'de General Allenby Kudüs'ü işgal etmiş ve böylece 2 bin yıllık Arz-ı mevud topraklarına hâkim olma düşüncesi Çanakkale Savaşı ile bir yerde siyonistler için önemli bir aşama bir sıçrama tahtası olmuştur. Bu nedenle gelecek yüzyılda Ortadoğu'nun kaosa sürüklenmesinde Çanakkale'de kurulan kirli ittifakın ciddi payının olduğunu görmekteyiz. Her ne kadar İtilaf Devletleri Çanakkale'yi geçememişlerse de daha sonradan Filistin topraklarına sahip olduklarını göreceğiz." dedi.
Çanakkale zaferinin İslam ümmeti üzerinde oluşturduğu etkilere dikkat çeken Bozan, "Dolayısıyla bu savaşla beraber insanımız büyük bir başarı göstermiş ve bunun neticesinde savaş 2 yıl uzamış, seyri değişmiş ve 'inanç varsa imkân vardır' noktasından hareketle büyük bir başarı örneği gerçekleştirilmiş; İngilizlerin ve Fransızların devasa gemileri batmış, büyük yara almış ve topraklarındaki güneş batmayan imparatorluğun Çanakkale'de tökezlediğini görüyoruz. Bu, dünyada büyük bir hayat kırıklığı oluşturacaktır. Yani eski ile yeni dünya kıtalarının iştirak ettiği savaş itilaf devletlerinin aleyhine sonuçlanmış. Bu da toplumumuzda bir özgüven oluşturmuştur. Bugün de toplumumuzda siyasilerin ya da kanaat önderlerinin en çok vurgu yaptığı yerin hiç şüphesiz Çanakkale olduğunu görüyoruz. Ümmetin birliği, milletin dayanışması, azim ve kararlılığının nelere mukadder olabileceğini çok rahat bir şekilde Çanakkale'de görmek ve okumak mümkündür." şeklinde konuştu. (İLKHA)