Siyaset

Sağlam: Kürt meselesi sürekli gündemimizde olan bir konu

Hafta sonu gerçekleştirilecek "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" öncesinde basınla bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı İshak Sağlam, bu çalışmanın içerisinde bulunulan süreçle alakalı olmadığını belirterek Kürt meselesinin sadece bugün değil, sürekli gündemlerinde olduğunun altını çizdi.

Loading...

Abone Ol

HÜDA PAR, 15-16 Şubat tarihlerinde Diyarbakır'da "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" düzenleyecek. Gerçekleştirilecek çalıştay öncesinde basınla kahvaltı programında bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı İshak Sağlam, birçok akademisyen, ilim adamı ve siyasetçinin katılımıyla yapılacak çalıştayın siyasi gündemden ziyade daha önce programlanmış bir çalışma olduğunu söyledi.

2012 yılından beri HÜDA PAR'ın ülke meseleleri üzerinde teşhis koyup çözüm önerileri sunma, bu konuda kamuoyunu aydınlatma hususunda bir misyon yüklendiğini kaydeden Sağlam, "Elhamdülillah bugüne kadar bu misyonu en güzel şekilde yerine getirmeye çalışıyor. Ülkede sorun olarak gözüken, çözüm yolu aranan her ne konu varsa HÜDA PAR orada var ve sözünü söylemekte, çözüm önerilerini dile getirmekte ve yapabileceği çalışmaları yapabilmektedir." dedi.

"Kürt meselesi Türkiye'de en çok konuşulan ve insanların dert yandığı meselelerden biri"

"Ülkede konuşulan sorunların belki en önemlisi de Kürt meselesidir" diyen Sağlam, Kürt meselesinin 2012'de parti programı hazırlanırken en önemli yere sahip olan bir mesele olduğunu vurgulayarak "Ülkede en çok konuşulduğu gibi en çok baş ağrıtan ve sıkıntı oluşturan ve insanların dert yandığı meselelerden biri olduğu için biz de ilk günden beri en çok konuştuğumuz konulardan biridir. Bu mesele sadece son 10-50 yılın meselesi değil, belki 100 yılı aşan bir süredir Kürt meselesi bu coğrafyada konuşuluyor, çözüm yolları aranıyor, önerileri sunuluyor, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Fakat halen bu konuyu konuşuyorsak demek ki bu sorun çözülmemiş. Biz de bu sorunu çözme yönünde elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Her kesimin bir çözüm önerisi olduğunu, buna göre çözüm yolları aradığını ve bu çözüm yollarının bir kısmının diğerinin tam zıddına olabilse de bunu doğal karşıladıklarını sözlerine ekleyen Sağlam, önemli olan bu meselenin konuşulması ve çözüm yollarının aranması olduğunu kaydederek şunları söyledi:

"Biz bir arayış içerisinde olduğumuz sürece sorunun varlığını da kabul etmiş oluyoruz. Bu anlamda bunları da değerli görüyorum ve çözüm önerilerinde bulunan kesimlerin de çoğunun samimi olduğu ve gerçekten konuşulan meseleye çözüm üretmek gayesiyle konuşulduğunu da kabul etmek durumundayız. Bu geçen süre içerisinde oluşturduğu neticeleri itibariyle maalesef ülke içerisinde olması gereken kardeşlik hukukunu bozduğu, belli kesimler arasında bir mesafe oluştuğu, bazen sıkılır yumruklarla birbirine gitme durumları nedeniyle huzursuzluk hiç bitmedi. Temel gayelerimizden biri de bu kardeşlik hukukunun yeniden tesis edilmesi ve oluşan yaraların tedavi edilmesidir."

"Sürekli bu meseleyi bir asayiş meselesi olarak görenlerin 'artık bu soruyu çözelim' anlayışına evrilmesini değerli görüyoruz"

Bazı siyasi partilerin Kürt meselesindeki tutumunu değerlendiren Sağlam, "Geçen süre içerisinde bu soruna çözüm anlamında birçok teşebbüste bulunuldu ama bugün tekrar bu konu gönderme gelmiş ve yoğun bir şekilde konuşulmaktadır. Biz şu andaki konjektörün daha önceki çözüm arayışlarında daha elverişli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü en başta bu meselenin tekrar konuşuyor olmasının işaret fişeğini MHP liderinin beraber atmış olmasını önemli görüyoruz. Çünkü önceki çalışma ve çözüm arayışlarında MHP karşı tarafta bulunan bir konumdaydı. Sürekli bu meseleyi bir asayiş meselesi olarak gören anlayışın 'artık bu soruyu çözelim' gibi bir anlayışa evrilmesini değerli görüyoruz. Ayrıca bu sorunun kaynağı olan CHP, bugün en azından karşı cenahta, bu işe karşı çıkan bir konumda değil, nötr duruyor ve çözüm arayışlarında karşı tarafta konumlanmamış. Yani bu iki aktörün karşı durmaması, çözüm arayışları içerisinde olmasını bu çözüm arayışlarının artık elverişli bir ortam oluşturduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Daha önce Kürt meselesinde karşı tarafta saf tutanlar bugün çözüm arayışları içerisinde olsa da evvelki dönemlerdeki kamuoyu heyecanın bugün gözükmediğini ifade eden Sağlam, bu heyecanın tekrar oluşması için herkese görev düştüğünü kaydetti.

"Bu konu tekrar gündeme geldiği için meseleyi çalıştaya dönüştürmüş değiliz"

Yapılacak çalıştay programının detaylarını da aktaran Sağlam, "İnşallah 15 ve 16 Şubat günlerinde Diyarbakır'da bu çözüm arayışları anlamında bir adım atmak için çalıştay düzenliyoruz. Bunun 15-16 Şubat'ta olmasıyla ilgili bir izahatta bulunma ihtiyacı hissediyoruz. Tekrar konuşulmaya başlayan bu meseleden dolayı 15-16 Şubat'ta bir çalıştay yapıldığı izlenimi veya algısı oluşmuş olabilir ama bahsettiğim gibi biz 2012'den beri bu mesele en önemli meselelerden biri olarak görüyor ve sürekli gündemde tutmaya çalışıyoruz." diye belirtti.

Sağlam, "2023 Haziran'da bu çalıştay için bir ön görüşme yaptık, tarihi belirleyecektik. Bugün yapmaya çalıştığımız bu çalıştayı 2024 sonbaharında yapmayı düşünüyorduk ama tarih belirleyemeden Aksa Tufanı meydana geldi ve bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ana gündem Gazze'de oluşan soykırım oldu. Bundan dolayı bunu bir sene ertelemiş olduk. Yani şunu açıkça söylemekte yarar var. Bu konu tekrar gündeme geldiği için meseleyi çalıştaya dönüştürmüş değiliz, sürekli gündemimizde olan bir meseledir ve inşallah bunu da bir adım olarak görüyoruz." ifadelerine yer verdi.

"Meselenin tek taraflı dayatma, karar ve organizasyonla çözülemeyeceği herkesin malumudur"

Konuşmasında çalıştay düzenlemelerinin gayelerine de değinen Sağlam, şu ifadelere yer verdi:

"Yani bu tür mesajların konuşulması tek taraflı bir dayatma, karar ve organizasyonla çözülemeyeceği herkesin malumudur. Gerek devlet gerek devlet dışı kurumlar bir çözüm önerisi ortaya koyup 'bu meseleyi bu şekilde çözeceğiz' diye bir mekanizma ile bu işler çözülmez. Nitekim bunun çözülemeyeceğini geçen 10 yıllar bunu göstermiştir. Bu nedenle ortak akılla bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bu tür çalıştayların da ana nedeni budur. Her kesimden insanların gelip bu konunun soruna dönüşmesinin nedenleri nelerdir? Nasıl bir sonuçla karşı karşıyayız ve bunu çözmek için neler yapılabilir? Bununla ilgili çözüm önerilerini ortaya koyacağız. İnşallah hafta sonu Türkiye'de bu konuda söz söylemiş, kafa yoran ve dertli olan akademisyenler, ilim adamları ve siyasetçilerle iki günlük bir çalıştay yapacağız. Bu çalıştayımız da konuyu enine boyuna tartıp çözüm önerilerini sunacağız ve İnşallah 13 Ocak pazar günü sonuç bildirgesiyle kamuoyuna ilan edeceğiz." (İLKHA)