Türkiye'nin birçok ilinde 12 Nisan'da meydana kar yağışı nedeniyle gece saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi ve akabinde oluşan zirai don nedeniyle kayısı, kiraz, ceviz, üzüm, elma ve fındık gibi birçok tarım ürünlerinde ciddi anlamda hasar oluştu.
Toplamda 36 ilin etkilendiği zirai dondan Malatya'da da başta kayısı olmak üzere birçok üründe ciddi hasar meydana geldi.
Malatya'da zararın boyutunun belirlenmesi için çalışmalar hızla sürüyor. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü koordinesinde, 300'den fazla eksper hasar tespiti için sahada görevlendirildi. Uzman ekiplerin çalışmaları hafta sonuna kadar tamamlaması hedefleniyor.
Malatya Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar, dondan zarar gören meyve ağaçlarının bir sonraki yılda daha çok etkilenmemesi ve dondan zarar gören bitki kısımlarının onarılması ve meyve gözlerinin en iyi şekilde teşekkül etmesi için çiftçilerin yerine getirilmesi gereken önemli hususlarla ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.
İl Müdürü Akar, yaptığı açıklamada şu hususlara dikkat çekti:
"1-Don olayından hemen sonra meyve bahçelerinde yaprak, sürgün ve dallarda doku zedelenmesi olduğundan dolayı bu alanlarda meyve olsun ya da olmasın söz konusu hastalıkların ve kurumaların ilerlememesi için mutlaka fenoloji küçük meyve döneminde ise Çil ilacı, çiçek döneminde ise Çiçek Monilyası ilacı ve Pembe tomurcuk döneminde ise mutlaka Bakırlı bir preparatla acilen tekrar ilaçlı mücadele yapmaları gerekmektedir. Bu husus çok önemlidir.
2-Meyve bahçelerinde havaların ısınmasıyla birlikte tekrardan yaprak ve sürgün oluşumu başlayacaktır. Yaprak yarı büyüklüğüne geldikten sonra yapraktan; Yaprak ve sürgün için Azot ve çinko, tekrar meyve gözü oluşturmak için Fosfor, bitkide dayanıklılık oluşturmak için demir ve kalsiyum elementlerine ciddi ihtiyaç vardır. Bu bağlamda üreticilerimiz bahçelerine yapraktan; içinde Azot, Fosfor, Potasyum, Çinko, kalsiyum Demir ve diğer besin elementlerini içeren yaprak gübreleri ile Amino asit ve deniz yosunu içeren beslenme ürünlerinin 15 gün arayla en az iki kez doğru bir şekilde uygulamaları gerekmektedir. Yapraktan verilen beslenme ürünlerine rağmen ağaçlarda belirli bir oranda düzelme görülmüyorsa beslenme ayrıca derhal topraktan veya sulama sistemi ile yapılmalıdır.
3-Kayısı ağaçlarında yapraklar ve sürgünler belli bir büyüklüğe geldikten sonra özellikle mayıs ayı içerisinde ya da Eylül ve Ekim aylarında budama yapılarak dondan etkilenen ve hastalıklı kurumuş dallar bahçeden uzaklaştırılarak yakılmalıdır. Ayrıca İlimiz şartlarında budamalar, Cytospora ve diğer bazı kanserlere karşı hasattan hemen sonra, normal budamalar ise ağustos sonu ile eylül-ekim ayları başında yapılarak bitkinin kendini toparlanmasına imkân verilmelidir.
4-Bitki besleme uygulamalarında mutlaka toprak ve yaprak tahlilleri yapılarak tahlil sonuçlarına göre eksikliği ortaya çıkan bitki besleme ürünleri zamanında ve doğru bir şekilde verilmelidir. Özellikle topraktaki faydalı böcek sayısının artması yani antagonist canlıların artması yukarıda ismi belirtilen hastalık etmenlerinin azaltılması ya da etkisinin azaltılması için İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde bol miktarda yanmış hayvan gübresi ya da Humik asit (Leonardit), kullanması çok faydalı olacaktır. İlimiz kayısı bahçelerinde ağaçlarımızın direncini artırmak ve toprak yapısını düzeltmek için mutlaka topraktan kükürt, Çinko sülfat ve demir sülfat gibi bitki besleme ürünlerini kullanmak ta büyük faydalar sağlayacaktır.
5-Mayıs ayından itibaren bahçelerimizde yukarıda yapılan uygulamalara rağmen yeterli gelişme görülmezse; meyve ağaçlarının iletim demetlerinde ciddi anlamda tıkanma var demektir. Meyve ağaçlarında bu sorunu gidermek ve iletim demetlerini açmak için özellikle bu yıl yapraktan Fosforize acide veya yüzde 80 etken maddeli Fosetyl Al isimli preparatlarla 2 ay arayla 3 kez mutlaka yapraktan uygulama yapılarak sorunun çözümüne gidilmelidir.
6-Sulama sistemlerinden mümkün mertebe gölet usulü sulamalardan kaçınılmalı, mini spring sulama sistemlerinden herhangi biri ile kurulmuş ise bu sistemlerin ağaçların gövdesini ıslatacak şekilde değil taç iz düşümlerini ıslatacak şekilde kurulması sağlanmalı, mümkün mertebe ağaçların kök ve gövde kısmına zarar verecek sulama, gübreleme gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır. Özellikle kayısı üreticilerimiz artık çift damlama sistemlerine geçmelidir. Kayısı bahçelerinde en çok rastlanan kök çürüklüğü etmeni (Phytopthora), verticicillium, Eutypa, Cytospora ve Bakteriyel kanser (Pseudomonas syringae) gibi fungal ve Bakteriyel etmenlerinin etkisini artıran en önemli unsurlardan biri de kök bölgesinin aşırı sulanmasıdır.
7-Kültürel tedbirlere ağırlık verilmeli bahçedeki kurumuş dallar kesilerek temizlenmeli ve yara yerleri aşı macunu veya su bazlı boya ile kapatılmalıdır. Budama aletleri ağaçtan ağaca geçilirken dezenfekte edilmelidir. Aşırı nemden dolayı meyve ağaçlarından oluşacak zamklanmaya karşı bahçe içleri sürülerek toprağın havalandırılması sağlanmalıdır.
8-Özellikle larvaları toprak altında zarar yapan ağustos böceği ve Capnodis gibi zararlılara karşı kimyasal mücadele olmadığından bu zararlılara bahçe içerisinde kümes hayvanlarının bulundurulması, sürüm yapılarak larvalarının yok edilmesi ve yabancı ot temizliği gibi uygulamalara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Nisan-Mayıs ile Ekim-Kasım aylarında Yağmurlardan sonra toprak tava geldiğinde hem bitki köklerinin havalanması hem de yabancı ot temizliğinin yapılarak böcek ve böcek yumurtalarının yok edilmesi amacıyla toprak işlemesi yapılmalıdır. Ağaç köklerinin zedelenmemesi için toprak işleme çok derin olmamalıdır. Sürüm derinliği 12-15 cm olmalıdır. Kayısı ağaçlarında Erik Koşnili (Kabuklu Bit) varsa İl ve İlçe Müdürlüklerinde reçete yaptırılıp mutlaka doğru bir zamanda ve doğru ilaçlarla mücadele yapılmalıdır. Tavsiye dışı ilaçlar kullanılmamalıdır.
9-Sonbaharda kayısı ağacı yapraklarını yüzde 70-80 oranında döktüğünde özellikle bu yıl mutlaka yüzde 3'lük bordo bulamacı kullanılarak koruyucu önlem alınmalıdır. Çiftçimiz son yıllarda bordo bulamacını terk ettiği için hastalık etmenleri çok daha fazla artmış ve yayılmış bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki Göztaşı hem koruyucudur hem de tedavi edicidir.
10-Kayısı üreticilerinin doğru ilaçlama bakım ve besleme yapabilmeleri için İl ve İlçe Müdürlükleri ile temasa geçerek bu uygulamalarla ilgili bilgi sahibi olmaları ve reçetelerini yazdırmaları, konu ile ilgili sorunların çözümü için kayısı bölgelerinde toplantı talep etmeleri büyük önem arz etmektedir." (İLKHA)