Müslümanlar için rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan mübarek Ramazan ayının gölgesi üzerimize düşmeye başladı.

28 Şubat Cuma akşamı kılınacak ilk teravih namazı ile giriş yapacağımız rahmet ikliminin ilk orucu 1 Mart Cumartesi günü tutulmaya başlanacak.

"Ramazan, müminler için içerisinde birçok maddi ve manevi kazancı barındırır"

Ramazan ayının Müslümanlar için önemi, bu ayda dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan İstanbul İl Müftü Yardımcısı Ahmet Aktürkoğlu, "Bizi senenin en güzel ayı olan Ramazan'a kavuşturan Allah'a hamdolsun. Ramazan ile ilgili hadislerde, 'Ramazan oruç ayıdır, sabır ayıdır, yardımlaşma ayıdır, Kur'an ayıdır' şeklinde birçok tanımlamalar yapılmıştır. Peygamber Efendimiz, Şaban ayının son haftasında zamansız olarak hutbeye çıkmış ve sahabeye hitaben, 'sizi öyle bir ayın gölgesi gölgelemiştir ki, gündüzünde oruç tutar, gecesini ise ibadetle geçirirsiniz. Her kim Ramazan orucunu tutar, gecesini de ibadetle geçirirse geçmiş tüm günahları bağışlanmış ve affedilmiş olur' buyurmuştur. Yine aynı hutbede bu ayda 4 şeye devam edilmesi gerektiğini ifade ederek, 'size Allah'ın rızasını kazandıracak ilk 2 şey, Kelime-i Tevhidi çokça zikretmeniz ve istiğfara devam etmenizdir. Zira istiğfar, bilinmeyen hazinelerin anahtarıdır. Allah bu istiğfar sayesinde ummadığınız yerden rızkınızı arttırır, evlatlarınızı bereketlendirir ve size emniyet verir. Diğer ikisinde de kurtuluşunuz yoktur. Cenneti çokça isteyiniz ve cehennemden azat olmayı dileyiniz' buyurmuştur. Çünkü ebedi bir hayatın sonunda sonumuz ya cennet olacak ya da ebedi azap olacak. Ramazan ile bu azaptan kurtulabiliriz. Yine bir başka hadiste, 'her kim üzerinden Ramazan ayı geçer de cehennemden azat olma müjdesi alamamışsa o kişiye yazıklar olsun' buyuruyor. Onun için Ramazan, müminler için içerisinde birçok maddi ve manevi kazancı barındıran önemli bir aydır." diye konuştu.

Masum görünen tehlike: Telefon bağımlılığı  Masum görünen tehlike: Telefon bağımlılığı 

"Tuttuğumuz oruç bize hem sağlık hem de manevi huzur kazandırır"

Peygamber efendimizin, 'Eğer Ramazan ayı içerisindeki rahmeti, bereketi, fazileti bilseydiniz tüm senenin Ramazan olmasını dilerdiniz' şeklideki hadisi şerifi hatırlatarak konuşmasını sürdüren Aktürkoğlu, "Halkımıza şunu hatırlatmak isterim. Her ne kadar Ramazan'ın gelişi ümmet içerisinde bir sevince vesile olsa da bazen insanların kendi arasında sanki Ramazan eziyetmiş gibi 'Ramazan geldi aç kalacağız' gibi şaka yollu da olsa yakınmalardan kaçınılmalıdır. Zira Ramazan, tümüyle rahmet ve bereket ayıdır. Onda tuttuğumuz oruç bize hem sağlık olarak hem de manevi bir huzur olarak büyük bir kazanç elde etmemize vesile olur ve bunu hiçbir şey ile karşılaştırmamız mümkün değildir." şeklinde konuştu.

"Rahmet ikliminden hiçbir insan mahrum kalmasın diye gayret içerisine girmeliyiz"

Aktürkoğlu, "Ramazan ayında yapılan ibadetler diğer aylarda yapılan ibadetlere nazaran kat kat fazla sevap kazandırır. Ramazan ayında yapılan bir nafile ibadet diğer aylarda yapılan farz ibadet kadar sevap kazandırır. Bu ayda yapılan farz ibadetler ise diğer aylarda yapılan farz ibadetlerle elde edilen sevabın en az 70 katıdır. Onun için tüm sadakalarımızı, zekatlarımızı, fitrelerimizi bu ayda yapmak isteriz. Madem ki bu ayda Allah'ın rahmeti, bereketi, lütfu taşmış, tüm insanları dalga dalga içerisine almış o takdirde hiçbir insan mahrum kalmasın diye gayret içerisine girmeliyiz. Onun için yardımlaşma ve dayanışma le ilgili ne yapılması gerekiyorsa üzerimize düşeni yapmaya çalışmalıyız. Toplum olarak zaten geleneksel olarak bunu benimsemiş durumdayız. Bu çok önemli bir geleneğimiz ve asla terk etmemeliyiz. Zenginler eğer varsa farz olan zekatlarını Ramazan ayı içerisinde verirler. Bir de vacip olan fitre ibadeti var. Bunu da mutlaka Ramazan ayında vermemiz gerekir. Bunun yanında nafile olarak sadaka verilirse diğer aylarda yapılan farz ibadetler kadar sevap elde etmiş oluruz." dedi.

"Mazlum coğrafyalar unutulmamalı, yardımların bir miktarı mutlaka kriz bölgelerine gönderilmeli"

Ramazan ayında Filistin başta olmak üzere İslam ülkelerinde yaşanan sıkıntıların göz ardı edilmeden ihtiyaç sahipleriyle yardımlaşmanın artması gerektiğini de hatırlatan Aktürkoğlu, "Diyanet Vakfı, krizin başladığı günden itibaren Filistin'de acil ünlük ihtiyaçlar olan sıcak yemek, tedavi giderleri gibi insani yardım ulaştırmaya çalışıyor. Şu anda bir ateşkes süreci var. Ne olacağı henüz net olmasa da oradaki insanlar ciddi katkı bekliyor. Her ne kadar çatışmalar son bulsa da insanların kalacakları evleri, ibadet edecekleri mescitleri yok. Onun için kurumsal yardım kuruluşları aracılığıyla elimizden geldiğince az çok demeden yapacağımız yardımların mutlaka bir miktarını kriz bölgelerine göndermeliyiz." diye konuştu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha