Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Tahran'da yüz binlerce kişinin katıldığı Dünya Kudüs Günü yürüyüşünde yaptığı konuşmada, İran’ın Batılı taraflarla yürüttüğü müzakerelere değindi.

Kalibaf, “Aziz halkımız biliyor ki tehditlerle birlikte yürütülen müzakereler, aslında müzakere görüntüsü altında baskı ve taleplerimizi dayatma girişimidir. Amerikan liderleri, sadece İran halkının ekonomik çıkarlarını görmezden gelmekle kalmıyor, aynı zamanda savunma kabiliyetimizi elimizden almak istiyorlar. İşte bu yüzden müzakere çağrısı yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Kalibaf, Batı’nın müzakere konusundaki asıl niyetinin İran’ı silahsızlandırmaya zorlamak olduğunu belirterek “Ancak İran halkı çok iyi biliyor ki, düşmanın taleplerini zorla kabul ettirmek için yürütülen müzakereler, savaşın bir ön hazırlığıdır. Akıllı, siyasi ve cesur hiçbir millet böyle bir şeyi kabul etmez.” dedi.

"ABD'nin tavrı zorbalıktır"

Antalya'da ‘Dünya Kudüs Günü’ etkinliği Antalya'da ‘Dünya Kudüs Günü’ etkinliği

Kalibaf, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a gönderdiği son mektuba da değinerek “Günlerdir gündemde olan bu mektupta, yaptırımların kaldırılmasına dair mantıklı hiçbir şey yok. ABD’nin bu mektuptaki tutumu tam anlamıyla bir zorbanın tavrıdır. Amerikan Başkanı, müttefiklerine ve kendisine bağlı ülkelere bile aşağılayıcı bir şekilde yaklaşıyor. Onlara bile efendi-köle ilişkisi içinde hitap ediyor. Ancak İran halkını ne kandırabilir ne de onlara zorbalık yapabilir.” dedi 

"İran hiçbir tehditten korkmuyor"

Meclis Başkanı Kalibaf, İran’ın küresel güçler karşısındaki konumuna değinerek, “İran İslam Cumhuriyeti, zorbalık düzeninin hakim olduğu dünyada hem güçlü hem de mazlum bir ülkedir. ABD’liler kendilerinin ne kadar savunmasız olduğunu çok iyi biliyor. Eğer İran’ın egemenliğine saldırırlarsa, bu barut deposunda bir kıvılcım gibi olur ve tüm bölgeyi patlatır. O zaman ne onların askeri üsleri ne de müttefikleri güvende kalır.” ifadelerini kullandı.

Son olarak Kalibaf, İran’ın iç gücüne dayanarak ekonomik sorunlarını aşması gerektiğini belirterek, “Halkın üzerindeki baskıyı azaltmanın yolu, daha fazla birlik ve daha güçlü bir ekonomiyle mümkündür. O zaman düşman da gerçeği kabul etmek zorunda kalır ve biz her zaman açık bıraktığımız mantıklı ve adil müzakere yoluna geri döneriz.” dedi. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA