Van'da "Gazze İçin Meydanlara" yürüyüşü düzenlendi Van'da "Gazze İçin Meydanlara" yürüyüşü düzenlendi

Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın önemi hakkında konuşan İdeal Eğitim Vakfı Başkanı Araştırmacı-Yazar Muhammed Şakir, Gazze'de yaşananların Kudüs davasından bağımsız değerlendirilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

Müslümanların ana gündemlerinin Kudüs davası olması gerektiğini belirten Muhammed Şakir, "Filistin dediğimizde Kudüs, Kudüs dediğimizde Gazze akla geliyor, biri diğerinden ayrı değildir." dedi.

Selahaddin-i Eyyubi'nin, ilim ve marifet ile Mescid-i Aksa'yı özgürleştirdiğine dikkat çeken Muhammed Şakir, tarihten örnekler vererek Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunun tüm İslam ümmetini ilgilendiren bir mesele olduğunu söyledi.

Muhammed Şakir, "Kudüs dediğimiz zaman Müslümanların hafızası geriye doğru uzun bir yolculuk yapmak durumunda kalıyor. Kudüs dediğimizde, Hazreti Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselamın miraç hadisesine doğru yolculuğu Müslümanlar manevi bir seyahat olarak yaşıyor. Yine Kudüs dediğimizde, İslam tarihinde Hazreti Ömer, Selahaddin-i Eyyubi akla geliyor. Hazreti Ömer'i düşündüğümüzde onun döneminde Kudüs'e giren Sahabe-i Kiram, Selahaddin-i Eyyubi döneminde Müslümanların cihada kalkışları hatıra gelir. Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan bahsettiğimizde doğal olarak Filistin'den de bahsetmiş oluyoruz. Filistin'den de bahsettiğimizde bugün Gazze'de yaşananlardan bağımsız tutamıyor ve değerlendiremiyoruz. Yani Filistin dediğimizde Kudüs, Kudüs dediğimizde Gazze akla geliyor. Bugün öyle iç içe girmiştir ki biri diğerinden ayrı değildir. Gazze dediğimiz zaman, Müslümanların cihadı gözler önüne geliyor. " ifadelerini kullandı.

"Gazze ve Kudüs Müslümanların gündeminden çıkmamalıdır"
Konuşmasının devamında Muhammed Şakir, "Gazze'deki Müslümanların ayağa kalkışında sanki Hazreti Ömer'in sahabeyle beraber Kudüs ve Mescid-i Aksa etrafında ortaya koymuş olduğu ruhu anlamış oluyoruz. Gazze hadisesi ile beraber sanki Selahaddin Eyyubi yeniden gelmiştir ve yeniden ayaktadır. Gazze cihadıyla beraber sanki Selahaddin Eyyubi yeniden ümmete çağrılar yapmaktadır. Selahaddin Eyyubi sanki yeniden ümmetin gayretini, çabasını, cihad aşkını kamçılar göndermektedir. Bizler Gazze cihadıyla bunları anlıyoruz. Müslümanlar neden 'Dünya Kudüs Günü' diye bir gün ilan etmişler? Demek ki buna bir ihtiyaç vardır. Demek ki Müslümanlar, Kudüs'ü zaman zaman unutabiliyorlar. Fakat Allah'a hamdolsun, en azından bir senedir Kudüs Müslümanların gündemindedir." diye konuştu.

"Çocuk ve gençlere Selahaddin bilinci verilmeli"

 Anne ve babalar olarak, ana gündemlerinin Kudüs ve Mescid-i Aksa olması gerektiğini vurgulayan Muhammed Şakir, "Bir problemimiz vardır. Yetişkinler ve şuur sahibi Müslümanlar olarak, Kudüs'le yatıp Kudüs ile kalkıyoruz, fakat bizim evlatlarımız nasıl olacaktır? Filistin'deki mücahitlerin ve halkının, cihad aşkını, cihada ilişkin anlayışı ve bakışı, fedakârlık ve itaat üzerine inşa edilmiş bir hayatı ve izzetli yaşayışlarını kendi gözlerimizle görüyoruz. Biz kendi çocuklarımıza bu bilinci ve şuuru nasıl verebiliriz? Bu şuuru ve bilinci vermek bugün her Müslüman için mutlak anlamda farzdır. Bu sıradan bir tercih değildir. Neden? Selahaddin-i Eyyubi, Yahya Sinvar ve İsmail Heniyye'lerin yeniden ortaya çıkması gerekiyor. Bu yiğitler anne ve babaların yetiştirmesi ile mümkündür. Anne ve babalar olarak kalbimizde, hayatımızda, yaşantımızda eğer Kudüs derdi ve aşkı ile oturup kalkıyorsak, gözyaşları dökebiliyorsak, maddi ve manevi çeşitli fedakarlıklarda bulunabiliyorsak ve bütün bunları yaparken attığımız her adımda, verdiğimiz her nefeste, çoluk çocuklarımızın elinden tutarak onları kendimizle camiye götürüp getirebiliyorsak, bu onlar için bir eğitim şeklidir. Çocuklarımıza, evet Kudüs derdimiz, hedefimiz ve aşkımız budur. Kudüs ile ilgili bir yaramız vardır ve o yaramız kanamaktadır. 'Ey yavrucuğum! Sen de gör' demiş oluyoruz. Yaşayarak öğretmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Kudüs programlarının yapıldığı etkinliklere mutlaka çocuklarımızı götürmeliyiz"

Türkiye'deki Müslümanlar başta olmak üzere bütün Müslümanların Kudüs'e yönelik ödemeleri gereken diyetleri ve borçlarının olduğunu dile getiren Muhammed Şakir, "Bu borcu da zamanında ödemek durumundadırlar. Zamanı geçtikten sonra bu borcun kıymeti de kalmayacaktır. Cenab-ı Hak tarafından büyük sorular sorulacaktır ve biz o soruların cevaplarını veremeyecek duruma geliriz. O duruma varmadan önce, birincisi yaşayarak kendi çocuklarımıza Kudüs'ü öğretmeliyiz. İkincisi Kudüs okumalarını yapmalıyız. Bugün elhamdülillah piyasada Kudüs ile ilgili Kudüs bilinç ve şuurunu verebilecek birçok çalışma vardır. Biz çocuklarımıza yönelik bazı programlar çıkararak bilinçli bir yönlendirme de yapabiliriz. Yine Kudüs programlarının yapıldığı ortamlara mutlaka çocuklarımızı götürmeliyiz. Kudüs etrafında yapılmış olan bütün etkinliklere kendimiz ile beraber çocuklarımızı da götürmeliyiz. Oralarda bulunmalıyız, bu bir vazifedir." şeklinde konuştu.

"Çocuklarımıza yaşayarak ve okutarak Kudüs ve Gazze bilincini öğreteceğiz"

Son olarak Muhammed Şakir, "Eğer biz bugün Gazze'de ki Müslümanların sevabına ortak olmak istiyorsak, biz burada bu derdi yaşayabilmeliyiz. Bu derdi hayatımıza yansıtabilmeliyiz. Çocuklarımız bizim dertli olduğumuzu bilmeli. Selahaddin-i Eyyubi'nin Kudüs derdinden dolayı gülmediğini tarih bize söylüyor, ama biz gülüyoruz. Kudüs söz konusu olduğu zaman Müslüman simasında bir değişikliğin meydana gelmesi gerekiyor. Kudüs, Mescid-i Aksa ve Gazze kelimelerinin bizim simamıza bir şekilde tesir etmesi lazım. Çocuklarımıza yaşayarak ve okutarak Kudüs ve Gazze bilincini öğreteceğiz." değerlendirmesinde bulundu. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA