Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı (İOKBS), 27 Nisan, Liselere Giriş Sınavı (LGS) 15 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.
ÖSYM tarafından uygulanan ve milyonlarca öğrencinin hayal ettiği üniversiteye kavuşmanın anahtarı olan YKS'nin ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Sınavı (TYT) 21 Haziran'da, Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) ile Yabacı Dil Sınavı (YDS) ise 22 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek.
"Disiplinli çalışmayan bir öğrenci hiçbir yerde başarılı olamaz"
Milyonları ilgilendiren söz konusu sınavlar ile ilgili İLKHA muhabirine konuşarak öğrencilere önemli tavsiyelerde bulunan Eğitimci Yazar Erkan Haras, "Bursluluk, YKS ve LGS sınavına hazırlanan bir öğrenci bir kere günlük plan yapmalı. Günlük plan içerisinde hangi kitaplardan ne kadar soru çözmesi, hangi derslere hangi zamanda çalışması gerektiğini planlaması gerekir. Disiplinli çalışmayan bir öğrenci hiçbir yerde başarılı olamaz. Başarılı olmanın koşulu disiplindir. Okuldan geldiği zaman günlük tekrarlarını yapmalı. Son dönemde bunu yapan pek yok ama çok faydalım bir alışkanlık. Bir kursa gidiyorsa kursta öğrendiklerinin tekrarını yapmalı. En az 5 test çözmeli, 100 sorunun 15'ini yanlış yapmışa yapmışsa bu onu anlaşılmamış demektir. Anlaşılmayan bu konuya tekrar dönmeli, hangi soruları yanlış yaptıysa onlara yoğunlaşarak neden yanlış yaptığını çözmeli. Yanlış yaptığı soruyu sorgularsa bir daha aynı yanlışı yapmaz. Ancak öğrenciler genelde çözdükleri testleri kontrol edip 15 yanlışı çıkmışsa da neden yanlış yaptığını sorgulamadan testi kapatıp devam ediyor. Hatasını sorgulamadığı için aynı hataları tekrar yapıyor. Bu hataları en aza indirmenin yolu kontroldür." dedi.
Öğrencinin farklı kaynaklardan farklı testler çözmesi gerektiğini belirten Haras, "Yalnızca bir kaynaktan test çözen öğrenci ona alışır ve tek tip soru çözer. Ancak farklı kaynaklardan soru çözen öğrenci her türlü soruyu çözebilir. Öğrenci farklı görüşlere açık olmalı. Hocasının tavsiye ettiği çalışma yöntemi ile kendi yönteminin harmanlayarak kendisine uygun bir çalışma stili oluşturmalı. Örneğin gece 3-4'e kadar çalışıp sabahın erken saatinde zor bela uyanıp uykulu şekilde okula giden ve dinlediği dersten bir şey anlamayan öğrenci tekrar eve gidip uyuma ihtiyacı duyuyor. Bu kez yine gece kalkıp çalışıyor, sabah yine aynı şey. Bu hiçbir verim sağlamaz. Öğrenci planlı, programlı çalışacak. Bir kere programını aksattığında bunun telafisini yapabilmesi için saatlerini harcamalı. Aksi takdirde taviz tavizi doğurur, çok iyi giderken çok kötü duruma gelebilir." diye konuştu.
"Öğrenci, test ile tost arasında sıkışmamalı"
Bursluluk sınavını öğrencilerin girişimciliği gibi değerlendirdiğini söyleyen Haras, "Girişimci bir kişi, çektiği kredi ile ne iş yapabileceğini, yaşadığı yere, firmasına ne katabileceğini düşünür. Öğrenci de bursluluk sınavına sadece para olarak bakmamalı. Ortaokula giden bir öğrenci, bursluluk sınavına girdiğinde bu para ile lise yıllarına nasıl yatırım yapabileceğini düşünmeli. İyi bir liseye gitmek için o paraya ihtiyacı var ve parayı tasarruflu kullanarak lise yıllarındaki başarıları için bir basamak oluşturmalı. Lisede bursluluk sınavına giren kişi üniversite hayalini şekillendirmeli. Diyelim ki bursluluk sınavını kazandı. Kendisine bu parayı sağlayan kuruma, ülkesine, vatanına, milletine nasıl faydalı olabileceğini düşünmeli. Çalışmasının birinci aşamasında teknolojik aletlerden biraz uzak durmalı. Çünkü artık görüyoruz ki ilkokul öğrencilerinin dahi ellerinden telefon düşmüyor. Telefon düşse tablet, tablet düşse bilgisayar düşmüyor. Bunlara kota koyduğunuzda televizyona sarılmaya başlıyor. Mesela hiç kimsenin kitap, gazete ve dergi gibi medya organlarına sarıldığını görmüyoruz. Kitap en büyük dostu olmalı. Test ile tost arasında sıkışmış bir öğrenci olmamalı. Hayatını renklendirmeli, bursluluk sınavını kazanmanın verdiği heyecan ile emellerine bir adım daha yaklaştığını hissedip daha fazla sarılmalı." şeklinde konuştu.
"Öğrenci hedef belirlemeli, hangi alanda başarılı olacaksa oraya yönelmeli"
Haras, "Herkes 3 saat çalışıyorsa bursluluk ile okuyan kişinin 5 saat çalışması gerekir. Bence karşılıksız aldığı para için minnet duymalı. Bu parayı maddi durumu el vermediği için okulunu devam etmesi, projelerini gerçekleştirmesi için destek amaçlı veriliyor. Bu parayı hak etmek için çok çaba sarfetmeli. LGS sınavına hazırlanıp iyi bir lise kazanan bu çocuk çalışmalarını orada da sürdürmeli ve iyi bir üniversiteye yerleşmeye gayret etmeli. Bununla birlikte kendisine bir hedef belirlemeli. Hangi alanda başarılı olabilecekse o alana yönelirse bursluluğun yanında kendisine başka kapıların da açılacağını örecektir. Yeter ki samimi olarak çalışsın. Anlattığım şekilde çalışan bir öğrenci zaten YKS'nin de yüzde 50'sini halletmiş sayılır. LGS döneminde çok çalışan, çok kitap okuyan biri zaten entelektüel olma yolunda ilerlemiştir. Geri kalan yüzde 50'lik kısmı da bol bol test çözüp kitap okuyarak, hocalarını dinleyerek aldığı desteklerin hakkını vererek güzel bir yere gelecektir." dedi. (İLKHA)